17 Şubat 2016 Çarşamba

Hafta Sonu Kaçamağı:Anadolu Kavağı ve Anadolu Feneri

Bazılarımızın uzak olduğu için gitmediği yerler vardır. Bunlardan ikisine geçen hafta sonu gitmiş bulunmaktayım. Sırada ise Podima Köyü olur umarım. Podima'yı da Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin Hikayesi adlı kitabından öğrenmiş bulunmaktayım.:) İlk olarak Anadolu Kavağından başlamak istiyorum.
Anadolu Kavağı; Beykoz ilçesine bağlı bir mahalle olarak tanımlayabilirim. Artık Karadeniz'e doğru giden yolun sahil kasabası da olabilir. Şehir gürültüsünden uzak çok şirin bir mahalle. Belki çoğumuz burayı Yoros Kalesiyle tanıyoruz.
Gittiğim gün biraz sis vardı maalesef ama bu güzelliğine engel değildi kesinlikle. Sahili balık restorantları ve balıkçı tekneleriyle dolu bir yer. Hava güzel diye aldanmamak gerek mağlum Karadeniz'e doğru rüzgar baya fazla :)
Yoros Kalesi, sahilden biraz yukarıda kalıyor. Çıkmak isteyenler ya yürüyerek ya da arabasıyla çıkabilir. Park alanı mevcut. Kale'nin özelliği ise; Doğu Roma döneminden kalmış ve imparatorluk zayıflayınca kale Cenevizlilerin eline geçmiştir. Kale'nin üzerinde Yunanca yazılar mevcuttur.(Okumaya çalıştım ama daha çaylak olduğum için anlamadım pek.:)) Kalenin İsminin Yunan Tanrısı Zeus'un sıfatı olan 'uygun rüzgarlar' olarak bilinen ourios'tan geldiği söylenir ya da dağ anlamına gelen Oros'tan geldiği söylenir. Kısacası bir çok ismi vardır kalenin. Kale'nin yanında Yoros Cafe mevcut. Burada her türlü yiyecek mevcut.



 Kale'den üçüncü köprü gözüküyordu ama daha yapım aşamasında. Anadolu Kavağına ulaşım otobüs ya da kendi aracınız ile sağlayabilirsiniz. Eğer karşı tarafta oturuyorsanız, vapur ya da tekneler mevcut. Sahilde midye dolma yemenizi öneririm ya da balıkları taze olduğu için balık yiyebilirsiniz :) Buradan sonra; 3. köprüyü de geçince artık sona varmış hissi veren Anadolu Fenerine varıyoruz. Yolu pek şahane orman yolu. Hatta bir avcıyla bile karşılaştık. Çok resim çekemediğim için şuan kendime kızıyorum. Şuan da blog'ta paylaşmak istedim çünkü :/ 
Anadolu Feneri;Boğaz ile Karadeniz'in birleştiği yerde bulunmakta ve köy ismini bulunan Fener'den almaktadır. Rumeli Feneri ile arasında iki deniz mil uzaklığı bulunmakta. Köy fazla sakin, kedi ve köpeklerin birbirlerine arkadaşlık ettiği, hoş evlerin bulunduğu bir yer. Merkez gibi olan yerden sağa doğru ilerleyince fener ile camii'yi görmekteyiz. 
Fenerin özellikleri ise: 1834 yılında kurulmuş ve köye adını vermiştir.
-1858 yılında Fransızlar tarafından; Rumeli Feneriyle birlikte işletilmeye başlanmıştır. Ama 1933'te Türklerin eline geçmiştir işletimi.
-Denizden 75 metre yükseliktedir.

Sanki sonsuz bir deniz gibi gözüksede karşıda Rusya ve bir çok yük gemisi mevcut.:)
Fener'e çıkmadım ama manzara heryerinden muhteşem gözüküyor.
Bu kare belki de yakalayabildiğim en tatlı karedir. İkisinin birbirlerine sevgileri çok ama çok tatlıydı. Köpek ve kediler anlayaşamaz lafını söyleyen bir kez daha düşünsün. :)

Anadolu Fenerine ulaşımı kendi imkanlarınız ya da belediye otobüsleri ile sağlayabilirsiniz. Vapur veya tekne ulaşımı hakkında bir fikrim yok. Daha fazla resimli bir başka yazıda görüşmek üzere. İyi okumalar ve gitmek isteyenlere şimdiden iyi gezmeler. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder